Kararlar

Yatırım Vekâletinin Bireysel Müşteriler Tarafından Kullanılması Hk.


KARAR TARİHİ : 26.10.2023

KARAR NO : 78


TALEP ÖZETİ:


Yatırım Vekâletine Dayalı Katılma Hesaplarının gerçek kişilere açılabilmesine dair 24/08/2023 tarih ve 6082 sayılı iç yazışmada Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yayımlanmış olan güncel düzenlemelere ve Türk Lirasına geçiş hedeflerine atıfta bulunulmuş, katılım bankalarının geçmişte kullandırmış olduğu düşük getirili ve uzun vadeli finansmanların genel havuzlara olan etkisi ve mevcut piyasa oranlarını geriden takip ettiği belirtilerek, vadesi dolan gerçek kişi kur korumalı hesap sahiplerine yatırım vekaleti hesabı açılabilmesine ilişkin değerlendirmeleriniz talep edilmiştir. Diğer taraftan konu ile ilgili mevzuat değişiklik taslağı ve 25.08.2023 tarih ve 71 no.lu Kurul Kararı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna (BDDK) gönderilmiştir. 

Gelinen noktada tasarruf sahiplerinden toplanılan fonların, kullandırılan finansman vadeleri ile uyumsuzluğu sonucunda ortaya çıkan ve dağıtılan kâr oranlarının piyasa şartları ile ayrışmasına neden olan yapının, kur korumalı hesaplardan dönüşüm süreci ile sınırlı olmadığı, süreklilik arz ettiği ve yapısal bir sorun halini aldığı değerlendirilmiştir. Bu durumun bir sonucu olarak, tasarruf sahiplerine piyasa şartlarına uygun olmayan kar oranları sunulmakta, piyasa şartlarına göre katılım bankalarına olan teveccühün ani değişiklikler göstermesine sebebiyet vermektedir. Bu itibarla katılım finans ilke ve standartlarına uygun olduğu değerlendirilmiş olan ve tasarruf sahiplerine piyasa şartlarında kar dağıtabilmesine olanak sağlayan ürün ve araçların yaygınlaştırılabilmesi hem katılım bankaları hem de faiz hassasiyeti olan tasarruf sahipleri için önem arz etmektedir.

Yukarıda açıklanan gerekçelere istinaden Kurulunuz tarafından çerçevesi belirlenmiş olan, katılım finans ilke ve standartlarına uygun olduğu değerlendirilen yatırım vekâletine dayalı katılma hesaplarının herhangi bir segment ayrımı olmaksızın tüzel veya gerçek kişi tüm katılım bankası müşterileri tarafından kullanılabilmesi hususunun Kurulunuzca değerlendirilmesi hususu, 


KARAR:


Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 6. maddesinin 2. fıkrası “Katılma hesapları, kâr zarar ortaklığı sözleşmesine veya kamu kurum ve kuruluşları ile fonlar ve tüzel kişi müşterilerle akdedilecek yatırım vekâleti sözleşmesine dayalı olarak açılabilir.” diyerek katılım bankalarının yatırım vekâleti yoluyla sadece kamu kurum ve kuruluşları ile fonlar ve tüzel kişilerden fon toplayabileceği kuralını getirmiştir. Katılım bankalarının temel felsefesi, faizsizlik esası doğrultusunda başta mudârebe ve müşâreke olmak üzere faizsiz finans yöntemleriyle reel sektörü desteklemek olduğundan yukarıdaki yönetmelik hükmü de isabetli bir düzenlemeyle yatırım vekaleti uygulamasının çerçevesini oldukça daraltmış ve gerçek kişileri bu kapsama almamıştır. Mezkûr yönetmeliğin yine aynı fıkrası Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna yatırım vekâleti sözleşmesine dayalı olarak açılan katılma hesapları için yatırılabilecek asgari tutar ve/veya katılma hesaplarının belli bir oranı şeklinde sınır tesis etme yetkisi de vermiştir. Bu hükümler, yatırım vekâletinin belli zorunluluklar sebebiyle istisnai bir yöntem olarak devreye alınabilecek bir finansal işlem olduğunu göstermektedir. Bankaların likidite sorunu yaşamaları, kamusal zorunluluklar veya ülke ekonomisinin acil gereklilikleri bu istisnai yöntemin devreye alınabilmesini gerektirebilecektir. 

İşte bu arka plana bağlı olarak TKBB Danışma Kurulu, 30.06.2018 tarih ve 2 no.lu, 16.03.2023 tarih ve 66 no.lu, 25.08.2023 tarih ve 71 no.lu, 14.09.2023 tarih ve 73 no.lu kararları ile, uyulması gereken şartları tek tek sayarak ve katılım bankacılığı ilke ve standartları bakımından duyarlılıkla takip edilmesi gereken noktalara işaret ederek yatırım vekâleti uygulamasına bu istisnai düzlemde onay vermiştir. Belli şartlara ve zorunluluklara tâbi olan istisnai çözümlerin bu şart ve zorunluluklarla olan varlıksal bağının koparılarak çerçevesinin genişletilmesi ve genel-geçer kural haline getirilmesi, katılım bankacılığının temel dayanaklarını sarsması yanında gelecek vizyonunu da olumsuz etkileyecektir. 

Bu gerekçelerle yatırım vekâleti uygulamasının TKBB Danışma Kurulunun yukarıda zikredilen kararları çerçevesinde icrası büyük önem taşımaktadır. Buna göre yatırım vekâleti uygulaması: 

1. Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in ilgili maddeleri ve Danışma Kurulunun yukarıda atıf yapılan kararları gereğince sadece kamu kurum ve kuruluşları ile fonlar ve tüzel kişi müşterilerle sınırlı olmalıdır, 

2. Bu şartın geçici bir istisnası olarak gerçek kişilere açılacaksa, Merkez Bankası tarafından yapılan Türk lirası (TL) mevduatları artırıp Kur Korumalı Mevduatı (KKM) azaltmaya yönelik yeni düzenlemeler sonucunda, katılım bankalarının ciddi miktarlarda likit kaybı yaşamaları söz konusu olacak ve bunun doğuracağı sıkıntıları başka yollar ile aşmak da mümkün olamayacaksa; sınırlarını iyi belirlemek, ürünle ilgili fıkhî çerçeveye titizlikle sadık kalmak, sadece KKM hesaplarından çıkanlara özgü ve bu kişilerin KKM hesaplarındaki tutarlar ile sınırlı olmak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca uygulamaya koyulan KKM hesaplarından kademeli çıkış süreci ile kayıtlı olmak şartları ile açılmalıdır, 

3. Fon kullandırma yöntemi olarak kullanılması ancak devlete ait güvenlik, gizlilik, genel güvenlik vb. sebeplerle, ilgili kamu kuruluşunun bilgi ve belge paylaşamaması zarureti nedeniyle süreçleri takip edilemeyen mal ve hizmet alımına yönelik fon talep edilmesi haliyle sınırlandırılmalıdır. Bunun için de her işlem özelinde bu zaruret belgelenmeli ve ilgili danışma komitesinin onayı alınmalıdır. 

4. Her iki durumda da yatırım vekâletinin mudârebe yoluyla işletilen fonların yerini almaması ve katılım bankacılığının belkemiğini oluşturan katılma hesaplarının büyük oranda ortadan kalkmaması için bir katılım bankasının yatırım vekâleti ile işletebileceği azami fonun, bankanın mudârebe esaslı kâr ve zarara katılma hesaplarının belirli bir oranını geçmemesi sağlanmalı ve bunun için gerek mevzuat düzeyinde gerekse meslekî tanzim kuralları düzeyinde tedbir alınmalıdır, 

5. Bu sınırlara tâbi olarak yapılabilecek olan yatırım vekâleti işlemleri mutlaka gerçek projeler üzerine temellendirilmelidir, 

6. Gerek sözleşmeyle gerekse sözleşmede yer almasa da teamül haline getirilerek hangi isimle ve yöntemle olursa olsun anapara ve/veya önceden belirlenmiş bir kâr garantisi verilmemelidir, 

7. Bu yolla toplanan fonlar, sözleşmeye özel fon havuzlarında işletilmelidir, 

8. Tip sözleşmeleri katılım finansı ilke ve standartları yanında tüm bu kurallara uygun olarak hazırlanmalıdır,

9. Bütün süreçlerde genel vekâlet hükümlerine riayet edilmelidir,

10. Süreçlerin katılım finans ilkelerine uygun olarak yürütülmesini temin açısından, atılacak tüm adımlar, Danışma Kurulunun bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleşmelidir.


En doğrusunu Yüce Allah bilir.